Değerli satranç severler, bu sayımızda satrançta bayan sporcularla erkek sporcular arasındaki farklılıklardan bahsedeceğim.
Satranç turnuvalarında bildiğiniz gibi yarışmaya katılan sporcuların çok azı, ortalama %10?u bayan sporcu olmaktadır, ve bayan satranç sporcularının turnuvaya katılımı sadece ülkemizde değil tüm dünyada bu şekilde gerçekleşmektedir. Turnuvalardaki bu gerçek , satranç eğitimi sırasında da pek değişmemektedir,satranç kurslarında da eğitim alan öğrencilere baktığımızda öğrencilerin çok büyük kısmının erkek öğrenciler olduğunu görüyoruz.Bu durumun nedenlerini ve turnuvalardaki bayan sporcu sayısını nasıl artırabileceğimiz ile ilgili çözüm önerilerimizi sunacağız.
Yapılan araştırmalar erkeklerin satranç da çok önemli olan soyut düşünceye kadınlara göre daha yatkın olduğunu göstermektedir.
Erkeklerin soyut düşünceye yatkınlıkları, yani başka türlü ifade edecek olursak, alt birimlerin taktiklerine değil, genel stratejiye olan yatkınlıkları nedeniyle satrançta erkeklerin tartışmasız üstünlüğü söz konusu.Bu üstünlük satrancın hem kadınlar ve hem de erkekler arasında son derece yaygın olduğu Sovyetler Birliği?nde de geçerli.Ayrıca karşı cinsler arasındaki farklılıkların biyolojik nedenlerden kaynaklanmadığını savunan çevreler, erkeklerin daha iyi satranç oynadığı düşüncesinin kadınlarda bir önyargı olarak bilinçaltında kendine yer edindiğini, öylece işin başında kadınların geri kaldığını belirtirler.
Erkeklerle kadınlar arasındaki soyut düşünce güçleri arasındaki farkın bulunması için yapılan bir araştırmada,erkeklerin daha rahat harita çözebildikleri tespit edilmiştir.Bunun nedeni erkeklerin soyutlama yetenekleriyle mekanı daha iyi algılamaları.Yapılan bir araştırmada kızların ve erkeklerin ellerine birer şehir haritası veriliyor.Bu haritayı ellerinde çevirmeleri yasak.Deneye katılanların ödevi belli bir istikamette ilerleyip, şehirden çıkıp, sonra tekrar başka bir istikametten geri gelmek, ama sadece bunu düşünce dünyasında yapmak ve bu sırada belli kavşaklarda sağa mı yoksa sola mı dönülmesi gerektiğini söylemek.Bu ödevde erkeklerin daha başarılı oldukları görülüyor.Kız çocukları genellikle haritayı ilerledikleri mesafeye göre sürekli ellerinde çevirme ihtiyacını duydular.
Cisimler veya teorik konular söz konusuysa erkekler belli bir üstünlük sahibi, kadınlar ise beyin yapıları nedeniyle her türlü uyarıya daha duyarlılar.İfade etmekle ilgili testleri kadınlar daha iyi çözüyorlar.Yapısı nedeniyle kadın beyni verileri daha geniş bir alandan daha kolay topluyor, daha kolayca birbirine bağlıyor.Kadınlar insani ilişkileri daha rahatça kuruyor,iletişimde daha başarılı oluyorlar. Kız çocuklar erkeklere göre daha erken konuşmaya başlıyorlar.İlk kelimeleri, ilk kısa cümleleri daha erken söylüyorlar.Erkek çocuklara göre daha önce , okul çağına bile gelmeden hızlı konuşabiliyor,birçok kelimeyi birbirine bağlayarak kendilerini ifade edebiliyorlar.Daha çabuk okumayı öğreniyorlar,.Kekemelik ve diğer konuşma hataları erkeklerde daha sık karşılaşılan bir durum.
Konuyla ilgili Susan Polgar da bir makalesinde şunları belirtmektedir
?Soyut düşünce dışında turnuvalarda kız ve erkek çocuklarının sayısı arasındaki orantısızlık da ( 9 a 1: erkekler-kızlar) sıklıkla kızların gözlerini korkutmaktadır. Çünkü kızlar öğrenmek ve oynamak için daha az imkana sahiptir ki bu da başarısız neticelere götürür, cesaretleri kırılır ve sonuçta oynamayı tamamen bırakırlar. İlaveten, erkek çocukları genelde daha çetin ve rekabetçidirler, çoğu kız tedirgin olur ve mücadele etmek yerine vazgeçmeyi tercih eder.
Maça farklı yaklaşım: Kız ve erkek çocukları satranç maçına farklı yaklaşırlar. Çoğu erkek çocuğu sonuca yönelmiştir ve kazanmak yada kaybetmek odaklıdır. Kızlar çok farklıdır; satrancın sanatsal ve sosyal yanını daha fazla takdir ederler. Karşılaştığımız sorun; çoğu insanın, kızların da erkek çocuklarla aynı şekilde satrancı öğrenmesi ve hoşlanması beklentisi içinde olmalarıdır. Durum böyle değildir, ve eğitmenler, ebeveynler yada çalıştırıcılar olarak bizlerin bunu anlaması gerekmektedir.?
Eğer kız ve erkek çocuklarının satranca yaklaşımındaki bu farklılıklara dikkat etmezsek hem çok yetenekli kız satranççılarımızı kaybederiz hem de mevcut orantısızlığa katkıda bulunmuş oluruz.
Eğitim aşamasında da kız ve erkeklere farklı yaklaşımlarla eğitim vermemiz gerektiğini düşündüğüm bu konuya önümüzdeki sayıda da devam edeceğim.
Bu yazı satranclife dergisinin Mart sayısında yayınlanmış köşe yazımdır.
Bir cevap yazın